1980 yılında Japonya’da piyasaya sürülen Pac‑Man, oyun dünyasında devrim yarattı. O dönemde arcade salonlarını genellikle erkek oyuncular domine ediyordu. Ama Pac‑Man’in renkli dünyası, kolay oynanışı ve şiddetten uzak yapısıyla kadın oyuncuların da ilgisini çekti. Oyunun yaratıcısı Toru Iwatani’nin amacı da tam olarak buydu: Herkesin oynayabileceği eğlenceli bir oyun yaratmak.
Pac‑Man’in başarısı sadece oyun içi değil. Milyonlarca dolarlık gelir elde etti, tişörtlerden çizgi filmlere kadar her yerde karşımıza çıkmaya başladı. Ms. Pac‑Man gibi devam oyunlarıyla kadın karakterlerin de öne çıktığı bir evren kuruldu. Bu sayede Pac‑Man, oyunların sadece erkeklere göre yapıldığı algısını kıran ilk örneklerden biri oldu.
Oyunun mekanikleri de yenilikçiydi. Labirentte dolaşan hayaletler rastgele hareket etmiyordu. Her birinin kendine has bir stratejisi vardı. Bu da Pac‑Man’i sadece reflekslere değil, zekâya da dayalı bir oyun hâline getirdi.
Bir başka önemli nokta da Pac‑Man’in kültürel etkisi. Ronald Reagan gibi siyasetçilerden, pop şarkılarına kadar birçok alanda iz bıraktı. Atari’ye uyarlanmış ev versiyonu teknik açıdan yetersiz kalsa da o kadar çok sattı ki, video oyunlarının evlere taşınmasında büyük bir adım oldu.
Bugün Pac‑Man 40 yaşını geçti ama hâlâ pek çok kişi için oyun tarihinin en ikonik figürlerinden biri. Sadece bir karakter değil, aynı zamanda oyunların kimlere hitap edebileceğini gösteren bir sembol.