İspanyol şarkıcı Rosalía, bu sonbaharın en çok beklenen albümlerinden biri olan Lux’u 7 Kasım’da yayınlamadan hemen önce single’ı Berghain’i müzik dünyasına salıverdi- ki bu şarkı son zamanların en çok konuşulan şarkısı oldu. İzlandalı sanatçı Björk ve deneysel müzisyen Yves Tumor’un iş birliğiyle ortaya çıkan Berghain, dinleyiciyi elektronika, orkestra ve dini referanslarıyla günümüzün müzik dünyasında benzersiz “bir şeye” sürüklüyor. Almanca, İspanyolca ve İngilizce dillerinde olan şarkı, dramatik yapısı, orkestra ve korolarla dinleyiciyi adeta duygusal bir “ayine” götürüyor, nefes kesiyor. Flamenko, pop köklerinden çıkış yapan Rosalía, şarkıda pop formüllerinin ötesine geçerek klasik müzik, deneysel sesler, avant-pop ve opera benzeri vokallerle kendi sınırını aşmışa benziyor. Ayrıca, elektronik müzik kültürünün küresel ikonu olan Berlin kulübü Berghain’in atmosferinden ilham alan Berghain, sadece bir şarkı olmanın ötesine geçerek dinleyiciye bambaşka bir deneyim sunuyor. Evet, deneyim demek daha doğru olur çünkü, şarkının klibi de bunu doğrular nitelikte. Klipte gündelik sahneler sembolik imgelerle canlandırılıyor ve “olaylar” kulüpte danstan ritüelize edilişe kayıyor. Klipte dikkat çeken bir diğer detay Rosalía’nin giyimi. Rosalía, Alexander McQueen ve Nicolas Ghesquière’in 2000’lerin başındaki tasarımlarıyla klipte boy göstererek bu dönemin moda anlayışına da saygı duruşunda bulunuyor. Dediğimiz gibi, Rosalía, sadece şarkıyla değil eserin tamamıyla farklı bir deneyim sunuyor ve belki de insanı alıp götüren asıl şey detayların özgünlüğüdür.

Berghain, kalbi kırık bir kadının yas sürecinde dönüşümünü huzur arayışını anlatıyor ve Rosalía’nın da sanatçı olarak nerede durduğunu yeniden tanımlıyor: Sadece popstar değil, türler arası sınırları zorlayan bir yaratıcı olarak.

Lux’un temasına baktığımızda kadınsı mistisizm, dönüşüm ve aşk-üstü deneyimler gibi başlıklar var. Berghain da bu ruhun giriş parçası gibi. Albüm çıktığında, bu şarkının “nereden başlıyor, nereye gidiyor” çizgisinde merkezi bir rol üstlendiğini göreceğiz. Ama şu an bildiğimiz yegâne şey var ki o da Berghain, Rosalía’nın kariyerinde ciddi bir kilometre taşı. Ne diyebiliriz ki, Berghain enfes bir yolculuk, lezzetli bir deneyim. Tüm müzikseverlere afiyet olsun.