Alkol sonrası sabahı kadınlar için neden daha zor geçiyor? Baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik… “Aynı miktarda içtik ama ben neden bu haldeyim?” sorusu, artık sadece hissi değil, bilimsel bir karşılığı olan bir isyan. ITV’nin sabah programında konuşan Dr. Amir Khan, bu farkın arkasındaki temel nedenleri sade bir dille açıkladı: Kadın bedeni alkolle mücadelede dezavantajlı.
En temel fark, alcohol dehydrogenase (ADH) adlı enzimin miktarında başlıyor. Bu enzim, vücudun alkolü parçalayıp atmasını sağlayan doğal bir sistemin parçası. Ancak kadınlarda bu enzim erkeklere göre daha az. Sonuç? Alkol vücutta daha uzun süre dolaşıyor, etkisi daha kalıcı oluyor. Üstelik kadınların kan hacmi de daha düşük olduğu için, aynı miktarda içki kandaki alkol oranını erkeklere kıyasla daha hızlı yükseltiyor. Bu da demek oluyor ki kadınlar daha hızlı sarhoş oluyor, daha uzun süre etkisinde kalıyor ve daha kötü sabahlar yaşıyor.
Ama mesele burada bitmiyor. Hormonlar da tabloyu etkiliyor. Özellikle östrojen seviyeleri, ADH’nin çalışmasını doğrudan etkiliyor. Adet öncesi ya da yumurtlama dönemlerinde östrojen artışıyla birlikte alkol metabolizması biraz hızlanabiliyor. Fakat adet sonrası, özellikle menopoz döneminde, östrojenin düşmesiyle birlikte bu koruma kalkanı da zayıflıyor. Bu dönemlerde alkolün vücutta kalma süresi uzuyor, etkileri ise daha yoğun hissediliyor.
Dr. Khan’ın belirttiği bir diğer önemli nokta ise toplumun alkol sonrası etkileri cinsiyetsizmiş gibi değerlendirmesi. Oysa hangover, biyolojik olarak cinsiyetli bir mesele. Kadınların bu etkileri daha sert yaşaması “daha az dayanıklı olmakla” değil, farklı işleyen bir bedenle ilgili. Bu bilgi, yalnızca daha iyi bir bireysel farkındalık değil; aynı zamanda sosyal yargıları ve “kimin ne kadar içmesi gerektiği” gibi tartışmaları yeniden düşünmek için de bir kapı aralıyor.
Kısacası, “eşit içtik ama farklı sonuçlar aldık” diyorsanız, sorun sizde değil, metabolizmada.