İstanbul’un kültür takviminde her yıl biraz daha özel bir yer edinen “Bu Festival Bizim”, bu yıl 7-8-9 Kasım tarihlerinde İstanbul’un kültür sanat haritasına yeni bir deneyim ve topluluk oluşturma noktası olarak eklenen Paribu Art’ta ve Komünite’de dördüncü kez müzikseverlerle buluşuyor.
Paribu Art işbirliğiyle ve Komünite’nin katkılarıyla Kreşendo ekibinin öncülüğünde gerçekleşen festival, yalnızca bir müzik etkinliği değil; aynı zamanda dayanışma, eşitlik ve kapsayıcılık üzerine kurulu bir buluşma alanı.
Bu yılın teması “Köklenmek” – yani, hızla değişen dünyada kök salmak, kendi sesini bulmak ve bulunduğun yerle bağ kurmak üzerine. Kreşendo’nun kurucusu ve direktörü Beril Sarıaltun ile festivalin hikâyesini, bu yılki programı ve “Bu Festival Bizim”in İstanbul’un müzik sahnesindeki yerini konuştuk.
Dördüncü kez “Bu Festival Bizim” diyoruz. Bize anlatır mısın: nasıl başladı bu hikâye?
Fikir, ilk kurulduğumuzda bir buluşma olarak ortaya çıktı. Müzik endüstrisini bir araya getirdiğimiz bir toplanma olarak kurgulamıştık. Sonra bunun nasıl yapılması gerektiğini seyircilere ve sektöre soralım dedik. Ardından “bir festival yaratmak” başlıklı buluşmalar gerçekleştirdik. Festival fikri, İstanbul’da olmayan bir festivali gerçekleştirme hayaliyle çıktı. Seyircisi, gönüllüsü, festivalde sahneye çıkan müzisyeni sıkı sıkıya bağlı bir müzik festivali yaratabilir miyiz? Temel meselemiz buydu. Dört yılda çok yol aldık.
Bu yılki tema “Köklenmek” – Bu sizin için ne ifade ediyor? Neden bu temayı seçtiniz?
Köklenmek istiyoruz. 🙂 Çok basit aslında. Köklenmenin ihtimallerini arıyoruz. İçinde bulunduğumuz atmosferin dışında Kreşendo’nun köklenmesi mümkün mü? Bizce mümkün diyoruz, “bu festival bizim!” diyecek binlerce müziksever olduğuna inanıyoruz. Biz buna inanırken ve bu yıl ilk kez bu kadar ciddi bir program altına girmişken köklenmenin gerçekten bu festivali taşıyacak bir tema olduğunu düşündük.

Sizce müzik, insanların kök salmasına yardımcı olabilecek bir araç olabilir mi?
Festival dördüncü yılında umarız müzikseverlerin aklına, kalbine yerleşirken şehrin de kalbine kök salıyor. Biz hep müzisyenlerin kendilerini ifade edebilecekleri alanlar açmaya, herkesi buluşturmaya özen gösterdik. Bu yıl festival ortağımız olan Paribu Art’ın disiplinler arası üretime alan açan çağdaş yaklaşımıyla daha da geniş bir izleyici kitlesine ulaşmayı hedefliyoruz.Mekanlarla kurduğumuz ilişki, yaşadığımız şehre duyduğumuz aidiyeti etkiliyor. Mekanların müdavimleri oluyor, bizler de gerçekten ağaç metaforu gibi kökleniyoruz. Müzik de bir tutkal tabii. Bu yıl programımızda yer alan Space Lady’yi düşünürsek mesela, uzaydan İstanbul’a bir tutkal hatta.
Peki festival programı bu temayı nasıl yansıtıyor?
Bu Festival Bizim’in müzik programı dışındaki konuşma ve atölye programında bunun karşılığını görüyoruz. Farklı müzisyen kuşakları arası deneyimi konuşacağımız bir söyleşi olacak. “Müzisyenler burada nasıl köklenir?” bu soruyu merak ediyoruz. Bunun dışında müzik yayıncılığının yolculuğunu ve kayıtlı müzik endüstrisinde dönüşümü konuştuğumuz bir söyleşi olacak. Bütün detaylara kresendobiz.com üzerinden ulaşabilir isteyenler. Bunun dışında müzik programına baktığımızda, Aleyna Tilki’nin yeni albümü bence köklenmenin birebir görsel karşılığına sahip. Nubiyan Twist, afro-beat ritimleri de benzer şekilde.
Bu yılki kadro oldukça çeşitli; ülkemizin sanatçıları arasında Aleyna Tilki’nin yanı sıra uluslararası isimler de yer alıyor. Sanatçıları seçerken hangi kriterlere göre ilerlediniz?
Temel yaklaşımımızı keşif, ilham ve ifade kelimeleri besliyor. Müzik programında her yerde göremeyeceğiniz isimleri İstanbul seyircisi keşfetsin istiyoruz. Yerel sahnenin gelişmekte olan isimlerinden yurtdışından Türkiye’ye henüz gelmemiş sanatçılara kadar, bu bizim için “keşif” kapsamında. İfade, farklı müzik türlerine alan açmayı ve biraz sınırları zorlamayı kapsıyor. Örneğin Space Lady ve Dream Wife’ın müzikal dünyaları daha deneysel yerleri zorluyor. İlham, bize duruşlarıyla, kariyer çizgileriyle dönüm noktalarıyla ilham olan isimler. Biraz tür kısıtlamalarından uzakta bir müzik festivali, Bu Festival Bizim.
Uluslararası isimlerle yerel sahneyi buluşturmak sizin için ne ifade ediyor?
Biz yerel sahneyi kurumsal olarak önceliklendiriyoruz. Görünürlüğüne, sahnede yer bulmasına değer veriyoruz. Müzisyenlerin hak ettikleri değeri görmeleri için atılması gereken çok adım var. Biz de programlama perspektifinden bunu yapıyoruz. Bunun dışında bu yıl gerçekleştirdiğimiz iki özel işbirliğinden bahsetmek isterim. Bir tanesi Converse’le birlikte geliştirdiğimiz “Müzikte Eşitlik Fonu”. Bu yıl 7 yeni müzik projesini, bu fon kapsamında destekledik. Kasım ve Aralık aylarında çıktılarını göreceğimiz bu projeye özel bir buluşmayı festival içerisinde yapacağız. Bunun dışında Bir Adım Var Vakfı’nın müzisyen kadınlara yönelik geliştirdiği bir burs var. Bu kapsamda da vakıfla bir işbirliğimiz oldu. Festivalde bursiyerlerin katılımı için bir atölye düzenlenecek. Bu bütün buluşmaların bir anlam taşıdığını düşünüyoruz.
Festival, geçtiğimiz edisyonlarda sadece alternatif bir müzik deneyimi sunmakla kalmayıp, aynı zamanda ilham verici söyleşiler ve atölyelerle de dikkat çekmişti. Bu yıl bizi hangi yenilikler bekliyor? Biraz daha bahseder misin?
Atölyelerimizde bu yılki ortaklıklarımızdan bahsetmek isterim. Bir tanesi Onaranlar Kulübü ve Paribu destekleri ile gerçekleşecek “İleri Dönüşüm Atölyeleri”. 20lik Bülten’le birlikte bu yıl bir festival fanzini hazırlıyoruz. Seyircilerin kendilerine festival için bırakabilecekleri bir anı. Bu fanzinin, bir de atölyesi olacak: “Bu Festivali Kendinin Yapanlar” Bu atölyelerin açılır açılmaz kontenjanları doldu. Söyleşi programından bahsettim zaten, gündemin nabzını tutmaya devam ediyoruz diyelim. 🙂
Kreşendo ve “Bu Festival Bizim” yalnızca sahnede değil, toplumsal anlamda da bir duruş sergiliyor. Festivalin kapsayıcılık, eşitlik ve dayanışma vurgusu oldukça güçlü. Sizce bu neden önemli?
İlk sorunun yanıtında gizli: olmayanı yapmak. Biz bu prensiplerle festivali büyütmenin anlamlı olacağını ilk günden kendimize hedef olarak koyduk. Bu, hızlı kitleselleşmenin önünde belki engel oldu ama köklendik. Yerli sahneyi güçlendirmek, cinsiyet eşitliğine, müzik türlerin yer bulmasına alan açan bir festival yapmak bizim için hep öncelikli oldu.

Peki bu duruş, organizasyonun ve katılımcıların deneyimine nasıl yansıyor?
Neşe. Kreşendo’nun değerlerinde neşe var. Bazen nostaljik bir coşkuyla anımsanan neşenin, şimdi ve burada var olduğu anlara odaklanalım istiyoruz. Genç ve dinamik bir kitlemiz var. Onları görmek beni hep mutlu ediyor. Ayrıca, bahsetmeden geçemeyeceğim Kreşendo’nun gönüllüleri var. Gönülden sevenlerimiz var gibi düşündürüyor. Çok teşekkür ederiz.
Biraz da geleceğe bakalım: Önümüzdeki yıllarda Kreşendo ve Bu Festival Bizim için hangi planlarınız var?
İnanır mısınız önümüzdeki yıl beşinci yılımız. Hem Kreşendo’nun beşinci yılı olacak, hem de festivalin beşinci edisyonunu gerçekleştireceğiz. Paribu Art’la işbirliğimizin uzun vadeli olmasını çok önemsiyoruz. Hep söylüyorum, bu yıl en güçlü şekilde söyleyebiliyorsak sebebi böyle güçlü partnerlere sahip olmamız. Ve her yıl bizimle birlikte olan sizin gibi çok kıymetli basın destekçilerimiz.

Festivalle ilgili duyuruları https://kresendobiz.com/bu-festival-bizim-25/ adresi ve Kreşendo’nun sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.