Spotify’da 1 milyondan fazla dinlenen müzik grubunun aslında yapay zekâ tarafından yaratıldığı ortaya çıkınca, müzik dünyasında küçük çaplı bir tartışma başladı. “The Velvet Sundown” adlı grup; etkileyici albüm kapakları, dokunaklı şarkı sözleri ve ilginç biyografisiyle dikkat çekmişti. Ancak kısa süre önce tüm bunların bir yapay zekâ projesi olduğu açıklandı.
İngiltere merkezli “Mood Music” isimli bir start-up tarafından geliştirilen grup, iki albüm yayımlamış ve “gerçek bir grupmuş gibi” sosyal medyada varlık göstermişti. Albüm kapaklarıysa harika, aşağıya bırakıyoruz:

Tabii, bu dijital başarı etik soruları da beraberinde getirdi.
Müzik sektörü profesyonelleri, dinleyicilerin bu tür projeler hakkında önceden bilgilendirilmesi gerektiğini savunuyor. “Bu yapay zekâ destekli sahte haber gibi bir şey” yorumları dolaşıyor ortalıkta: “İnsanlar dinledikleri müziğin arkasında bir insan mı yoksa bir algoritma mı olduğunu bilmeli.”
Bizim sorumuzsa biraz daha iyimser: İnsanlar aradaki farkı ayırt edemiyorsa, müziğin kim tarafından yapıldığının ne önemi var?
Yine de etik soruların ortaya atılması önemli. Sonrasında yaşanacak ve yaşanma ihtimali olan türlü vakalar için…
Spotify şu anda “The Velvet Sundown” profilinde bir uyarı metni göstermiyor. Oysa müzikseverlerin çoğu, bu şarkıların gerçek bir grup tarafından üretildiğini sanıyor. Bize öyle geliyor ki, yapay zekânın kültürel üretimde daha fazla yer kaplamaya başladığı bu dönemde, böyle daha çooook tartışmalar açılacak.
Kısacası… Kulağa güzel gelen her türlü müziği dinleyen bir nesil olarak müzisyenlerin hakkı korunduğu ölçüde, müziğin kim tarafından yapıldığı bizi ilgilendirmiyor. Üreticilerin yapay zekâya karşı haklarınıysa sadece müzik alanında değil, her alanda korumalı, kollamalıyız.
Bizim senle sırt sırta verip de indiremeyeceğimiz yapay zekâ yok.