Projede İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’nde araştırma şamandıraları üzerindeki sıcaklık ölçüm cihazları sayesinde elde edilecek düzenli veriler, iklim değişikliği etkilerinin izlenmesine olanak sağlıyor. Şamandıraların bağlandığı tonozlar, Marmara Denizi tür çeşitliliğine katkı sağlarken, proje ile bölgede yapılan balıkçılık, dalış, seyir faaliyetlerinde farkındalık oluşturuluyor.
Türkiye İş Bankası, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak, ekolojik dengeye ve sürdürülebilirliğe destek olmak amacıyla yürüttüğü çalışmalarına devam ediyor. Bankanın Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) iş birliğiyle geçen yıl hayata geçirdiği “Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları” projesinde şamandıralama aşamasına geçildi.
Erdem: “Denizler için çözüm geliştirmeye her zamankinden çok ihtiyaç var”
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri İzlem Erdem, iklim değişikliği tehdidine karşı tüm kurumlara önemli sorumluluklar düştüğünü belirterek, denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunması, kirliliğin azaltılması ve bu güzelliklerin nesiller boyu devam etmesi için sürdürülebilir çözümler geliştirmeye, bilinçli adımlar atmaya her zamankinden çok ihtiyaç olduğunu söyledi. “Denizler bizim, gelecek bizim” yaklaşımıyla başlattıkları çalışmalarda denizlerin korunmasına, bilimsel bilginin artırılmasına ve araştırma kapasitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirten Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2023 yılında ilk adımını attığımız ‘Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları’ projesiyle Marmara Denizi’nin sağlığı için kritik öneme sahip Posidonia oceanica deniz çayırlarının bulunduğu alanların haritalandırılmasını, üzerindeki atıklardan temizlenmesini ve korunmasını amaçlıyoruz. Daha birinci yılımızda denizlerin akciğeri olarak bilinen iki yeni deniz çayırı alanı keşfedilmesi, oksijeni tükenmekte olan Marmara Denizi için sevindirici bir gelişme oldu. Hem harcanan çabaların karşılığını almanın mutluluğunu yaşadık hem de daha fazlası için daha da motive bir şekilde yolumuza devam ettik. 100. yılımızda projenin etkisini artırmak için yeni bir aşamaya geçtik ve şamandıralama çalışmalarını başlattık.”
İzlem Erdem, Bankanın doğrudan operasyonlarından kaynaklanan emisyonları azaltma stratejisi kapsamında karbon-nötr banka olma hedefini 2035’ten 2026’ya çektiklerini, Net Sıfır Bankacılık Birliği üyesi olarak sağladıkları kredilerden kaynaklanan emisyonları azaltmak için de önemli taahhütlerde bulunduklarını anımsattı.

Öztürk: “Şamandıralar sayesinde iklim değişikliği de izlenecek”
TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk ise projenin yeni aşamasında temmuz ayı içinde; deniz çayırları örtüsünün başladığı yerlere toplam 10 adet mapa ve şamandıra yerleştirildiğini belirterek, şöyle konuştu:
“İstanbul Boğazı’nda ilk kez araştırma şamandıralaması yapılıyor. İlk 2 şamandıra, ince deniz otu ya da Zostera marina olarak bilinen deniz çayırlarına ev sahipliği yapan Büyük Liman ve Beykoz – Sultaniye açıklarına yerleştirildi. 8 yeni araştırma şamandırası ise Marmara Adaları bölgesinde Narlı Köyü ve Paşalimanı Adası olmak üzere deniz çayırlarının bulunduğu alanlara atıldı. Böylece, ilk kez Marmara’ya sadece deniz çayırlarının korunmasını amaçlayan şamandıralar yerleştirmekle kalmadık aynı zamanda iklim değişikliğini de izleyecek sistemleri konumlandırdık. Deniz suyu sıcaklıklarının artışı, küresel ısınmanın en önemli göstergelerinden biri. Proje kapsamında şamandıralara yerleştirilecek sıcaklık ölçüm cihazlarıyla düzenli olarak elde edeceğimiz deniz suyu sıcaklığı verileri, iklim değişikliğinin etkilerini anlamamıza önemli katkılar sağlayacak. Şamandıraların bağlanacağı tonozların zaman içinde Marmara’da biten sübye ve kalamarlar için yaşam alanı oluşturacağını düşünüyoruz. Ayrıca deniz çayırları alanlarına yerleştirilen bu mapa ve şamandıralarla bölgede yürütülen faaliyetlerde (balıkçılık, dalış, su sporları ve tekne, gemi geçişleri vb.) farkındalık sağlamayı hedefliyoruz. 2’si İstanbul Boğazı’nda ve 8’i Marmara Denizi’nde olan toplam 10 adet şamandıraya zarar verilmemesine özellikle dikkat çekmek istiyoruz.”
Deniz çayırları deniz salyasının etkilerini azaltabilir
Prof. Dr. Bayram Öztürk, son dönemde Marmara Denizi’nde yeniden görülmeye başlayan deniz salyası (müsilaj) hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Öztürk, “Deniz salyası (müsilaj) Marmara Denizi’nde 2000 yılından beri var. 2003’ten 2008’e kadar bu konu hakkında pek çok yayın yaptık. Bu maalesef yeni bir konu değildir ve mucizevi bir çözümü de yoktur. Deniz salyasının esas mekanizması arıtılmamış sulardır. Marmara Denizi’ne bir litre suyun bile arıtılmadan verilmemesi gerekiyor. Bu yüzden arıtma yatırımlarını süratle yapmalıyız. Aynı zamanda da ölçüme dayalı araştırmalara ve izlemeye devam etmeliyiz” diye konuştu.
2021 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen ve iç denizimiz olan Marmara Denizi’nin korunmasının bugün çok daha kritik bir konu olduğuna işaret eden Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Marmara Denizi’nde takip ettiğimiz deniz salyası skalaları 1’den 3’e kadardı ancak şimdi skala 1’den 10’a kadar artıyor. Çünkü daha derin, daha ağır, daha uzun, daha geniş yumaklar halinde görülüyor. İlk 20 metredeyken bu sene 70 metreye kadar indiğini görüyoruz. Deniz salyasının etkilerini azaltmak için başta arıtma, doğru balıkçılık ve yapılaşmanın azaltılması olmak üzere pek çok konuda önemli adımlar atmalıyız. Bunun yanı sıra Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları projemiz de deniz salyasının etkilerini kısmen azaltacak bir projedir. Çünkü Marmara Denizi’deki deniz çayırları büyük miktarda oksijen üretiyorlar. Deniz salyasının sebep olduğu esas olgu da zaten oksijensizlik. Biz de oksijen üretecek çiçekli bir bitki olan Posidonia oceanica deniz çayırlarını İstanbul Boğazı’nda ve Marmara Denizi’nde korumaya çalışıyoruz.”

Marmara’da yeni Posidonia oceanica deniz çayırı yatakları bulundu
Projedeki geçmiş çalışmalara ilişkin de bilgi aktaran Öztürk, “2023 yılında Marmara’da yeni Posidonia oceanica deniz çayırları yatakları bulduk ve bunların sonuçlarını bilimsel dergilerde yayımladık. Beş bin metrekarelik üç yeni alan bu çiçekli bitkinin yeni yayılım alanı oldu. Bilindiği gibi bu çayırların son yayılım alanları Marmara Adaları. Buna ek olarak Aralık 2023 itibarıyla Marmara Adası, Avşa Adası, Bandırma, Erdek merkez ve köylerinde toplam 30 okulda 4 binin üzerinde ilk ve ortaokul öğrencisine denizlerimiz ve deniz çayırlarıyla ilgili eğitimler verdik” diye konuştu.
Deniz çayırları: Deniz canlıları için yaşamsal öneme sahip habitatlar
Denizleri ve deniz kaynaklarını koruma; ekolojik dengeye ve sürdürülebilirliğe destek olma hedefiyle “Dünya bizim gelecek bizim” yaklaşımını benimseyen İş Bankası ve TÜDAV iş birliğiyle Eylül 2023’te hayata geçen “Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları” projesiyle Marmara Denizi’nin sağlığı için kritik öneme sahip son Posidonia oceanica deniz çayırlarının haritalanması, üzerindeki atıklardan temizlenmesi ve korunması amaçlanıyor.
Birçok deniz canlısı için yaşamsal öneme sahip habitatlar olan deniz çayırları, balıklar ve omurgasız canlılar gibi çeşitli türlere üreme, beslenme ve barınma alanı sağlıyor. Örneğin, Marmara Adaları’nda deniz çayırları Karagöz, İzmarit, Papaz balıkları, deniz atı, deniz iğnesi, yengeç ve karidesler, pinalar ile kalamar ve sübyeleri de barındırıyor. Deniz çayırlarının korunması, bu türlerin yaşam döngülerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için büyük bir öneme sahip. Proje, deniz ekosistemlerinin sağlıklı ve dengeli bir şekilde devam edebilmesi için bu önemli alanların korumasını ve toplumsal bilincin artırılmasını hedefliyor.