28 Nisan 2025 Pazartesi günü öğle saatlerinde İber Yarımadası’nda elektrikler gitti. Evet, yanlış duymadınız: Koskoca iki ülke karanlığa gömüldü. Hastaneler, metrolar, trafik ışıkları dahil her şey… Madrid’de ameliyatlar iptal edildi, Barselona’da metrolar durdu. Portekiz’de iletişim ağları çökünce halk eski usul birbirini aramaya başladı: Bağırarak. Peki neden?
Red Eléctrica’nın açıklamasına göre, İspanya’nın güneybatısındaki güneş enerjisi santrallerinde meydana gelen neredeyse eş zamanlı iki bağlantı kesintisi, beş saniye içinde 15 gigavatlık elektrik kaybına neden oldu. Bu da ülkenin enerji talebinin yüzde 60’ı demek. Haliyle sistem tabiri caizse çöktü.
Bir not: İspanya’nın elektrik üretiminin yüzde 22’si rüzgar, yüzde 21’I güneş, yüzde 20’si nükleerden geliyor. Anlayacağınız “temiz” enerji.
Kesintinin nedenine yönelik spekülasyonlar hemen ortalıkta dolaşmaya başladı. Siber saldırı mı? Değil. Ama İspanya’nın en yüksek ceza mahkemesi, kritik olaya yönelik “olası bir bilgisayar sabotajı” ihtimali için de soruşturma başlattı. Ne olur ne olmaz.
İnsanlara bir nükleer felaket provası gibi gelen bu tek günün sonuçlarıysa trajik. Valencia’da oksijen cihazı çalışmayan bir kadın hayatını kaybetti. Madrid’de mumdan çıkan yangında bir kadın öldü. Taboadela’da ise jeneratör kaynaklı karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu bir aile yaşamını yitirdi. En az yedi ölü.
Sonrasında özel enerji şirketlerine seslenen İspanya Başbakanı, “Bu işin sorumlusu kimse bulacağız” diyor. Güvenlik, enerji bağımsızlığı gibi büyük laflar. Portekiz tarafındaysa Başbakan Luís Montenegro, Avrupa düzeyinde bağımsız bir denetim talep ediyor. Şimdi Avrupa Komisyonu’nun da olaya dahil olmasıyla bağımsız bir rapor hazırlanacak ve sonuçları hep birlikte göreceğiz.
Uzun lafın kısası: Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş tamam, ama şebeke altyapısı hâlâ 20. yüzyılda. Avrupa’da enerji güvenliği tartışmaları yeniden harlanırken içimize de bir korku düşüyor tabii: Her şeyin ziyadesiyle kırılgan ve sonuçları çok ciddi.
Fotoğraf: Violeta Santos Moura/Reuters