Kendinizi bir gruba ait hissetmiyor musunuz? Duygusal bağımsızlığa mı ihtiyacınız var? Sürekli özgün fikirler mi üretiyorsunuz? Siz de yeni keşfedilen bir kişilik tipi olan “otrovert” kişiliğe sahip olabilirsiniz. Frida Kahlo, Franz Kafka, George Orwell ve Albert Einstein’ın da otrovert kişiliğe sahip olduğu göz önünde bulundurulursa bu kişilik tipi epey bir “cool”.

Psikoloji tarihinde içe dönük (introvert) ve dışa dönük (extrovert) olarak iki temel kişilik sınıflandırması bulunuyor. Yıllar süren araştırmasının ardından otrovert kişilik tipini keşfederek tanımlayan ABD’li psikiyatrist Rami Kaminski’ye göre, bu kişiliğe sahip olanlarsa ne “içe” ne de “dışa” dönükler, onlar kimsenin bakmadığı tarafa dönükler! Otrovert’ler grup kurallarına uymak zorunda olmadıkları için özgün ve bağımsız düşünce geliştirebiliyor ve onay arayışında olmadıkları için duygusal bağımsızlığa sahipler. Otrovert’ler sosyal reddedilme korkusu da taşımıyor. Bu sayede, popüler kültür, politik kutuplaşma veya grup baskısından uzak kalabiliyorlar. Tüm bu etkenler, derin bireysel bağlar kurmalarını sağlıyor.

Kaminski aslında hepimizin doğuştan otrovert olduğunu ancak çocukluktan itibaren kültürel koşullanmalar ve aidiyet duygusu yüzünden çeşitli grup kimliklerine büründüğümüzü söylüyor. Otrovert’ler ise bu kimlikleri umursamayarak “kendileri” olarak kalıyor.

Otrovert, iyi bir kişilik tipi olarak görülse de hiç kötü yanı yok mu?  Bazı uzmanlar, aidiyet duygusundan uzak kalan, gruplara dahil olamayan bu kişiliği tedavi edilmesi gereken psikolojik bir sorun olarak görüyor ve aidiyet odaklı bir kültürde, özellikle de gençler için sosyal sonuçlar doğurabileceğini söylüyor.

Kendisinin de otrovert olduğunu söyleyen Kaminski ise bir gruba ait olmamanın “yük” değil “hediye” olabileceğini, insanın kendi başına düşünerek özgün fikirler ortaya çıkarabileceğini ifade ediyor. Nitekim, Orwell, Kahlo, Kafka ve Einstein gibi örneklere baktığımızda da otrovert olmanın bir lanet değil, cool’luk olabileceğini görmek mümkün.