Netflix’in yeni dizisi Too Much, Lena Dunham’ın hem ekranlara dönüşü hem de kendini yeniden anlatma çabası gibi okunabilir. Ama bu sadece bir aşk hikâyesi değil. Aynı zamanda bir yalnızlaşma, yer değiştirme, büyüme ve yeniden kurma öyküsü. Ve Dunham bu öyküyü yazarken yalnız değilmiş. Good Thing Going adlı Substack bültenine göre, yanında bazı kitaplar varmış. Hem duygusal hem düşünsel olarak.

Dunham diziyi yazarken bir tür kütüphaneye yaslanmış. Okuduğu, düşündüğü, dönüp tekrar baktığı kitapları paylaşmış. Liste hem onun yaratıcı sürecine dair bir haritax hem de diziyle aynı evrende dolaşmak isteyenler için bir pusula gibi.

İşte Lena Dunham’ın “Too Much” için önerdiği kitaplardan bazıları:

  • “The Cost of Living” – Deborah Levy
    Kayıplarla yaşamak, yalnız kalmak, kadın olmak ve yazmak üzerine parçalı ama sarsıcı bir anlatı.
  • “Bluets” – Maggie Nelson
    Mavi renkten başlayarak yas, arzu ve dil hakkında kısa ama derin düşünceler.
  • “Things I Don’t Want to Know” – Deborah Levy
    George Orwell’in “Why I Write”ına bir yanıt gibi; yazmanın kadınlar için ne anlama geldiği üzerine bir manifesto.
  • “Problems” – Jade Sharma
    Bağımlılık, cinsellik ve iç sesin sınırlarında dolaşan sarsıcı bir roman.
  • “Trick Mirror” – Jia Tolentino
    İnternet çağında kimlik, beden, feminizm ve kendilik üzerine sert ve zeki denemeler.
  • “Want” – Lynn Steger Strong
    Hem çok şey isteyen hem de hiçbir şeyin yetmediği bir kadının iç monoloğu gibi akan bir roman.
  • “You Are Here” – David Nicholls
    Yolculuk, mesafe ve yakınlık hakkında mizahi ve incelikli bir hikâye.

Bu listeyi sadece diziyi daha iyi anlamak için değil, kendini biraz fazla hisseden herkes için öneriyoruz. Çünkü Too Much, adını hak eden duygularla dolu: fazla hissetmek, fazla sevmek, fazla düşünmek. Ve belki de Dunham gibi, biraz fazla olduğumuzda kitaplara sarılmak iyi geliyor.

📺 Too Much şu anda Netflix’te yayında. Lena Dunham’ın yazıp yönettiği dizide Megan Stalter ve Will Sharpe başrolde.