Her 12 koyundan biri eşcinsel. Peki bu eşcinsel koyunlara neler oluyor? Cevap basit: Sofralarınıza geliyorlar. Almanya’da bir çiftçi bu işin peşine düştü, sonrasında işler büyüdü ve eşcinsel koçlardan oluşan bir çiftlik hâlini aldı. Şimdilerde o çiftlikteki koyunların yünlerinden türlü ürünler yapıp kazançlarını dünyanın dört bir köşesinde ezilen eşcinseller için harcıyorlar. Rainbow Wool ekibinden Schakir Islamow’la konuştuk:

Bir de hikâyeyi sizden dinleyelim. Rainbow Wool nedir?
Her 12 koyundan 1’i eşcinsel ve maalesef çiftleşmedikleri için genellikle kesime gönderiliyorlar. Biz onları kurtarıyor, güvenli bir yuva sağlıyor ve yünlerini endüstriyel ipliğe, kısacası modaya dönüştürüyoruz. Elde edilen kârla LGBTQ+ derneklerine bağış yaparak queer haklarını savunuyoruz.

Bu biraz tuhaf ve oluşum sürecini kafamızda pek canlandıramadığımız türden bir fikir. Bir anda mı ortaya çıktı, nasıl kuruldunuz?
Dünya nüfusunun büyük bir kısmı eşcinsel ilişkileri onaylamasa da doğada aynı cinsiyetten ilişkiler oldukça yaygın. Michael Stücke ki kendisi eşcinsel bir çiftçi, bize her 12 koyundan birinin eşcinsel olduğunu ve bu yüzden öldürüldüğünü söylediğinde bu hayvanların kapsayıcılık ve eşitlik için güçlü bir sembol olabileceğini düşündük. Michael olmadan hayata geçemezdi. O adını ortaya koyarak bazı arkadaşlarını ve iş ortaklarını kaybetmeyi göze aldı. Almanya’daki koyun endüstrisi oldukça muhafazakârdır. Neyse ki onun bu çabasını destekleyen birçok yeni ortak bulduk, beklenmedik bir destek dalgası oluştu. Almanya’nın en büyük sivil toplum LGBTQ+ hakları örgütü LSVD+ de destek verdi. Kârlarımızı dünya genelinde tehdit altındaki queer topluluklara yardım projeleriyle aktarmamıza yardımcı oluyorlar. En tanınmış destekçimizse projemizin elçisi Bill Kaulitz; ışığını bu iyi amaç için gönüllü olarak paylaşıyor. Bizse Serviceplan Köln reklam ajansı olarak fikri geliştirdik, markayı başlattık ve tüm iletişim faaliyetlerinden sorumluyuz. Bunu da tamamen gönüllü olarak, dünyayı biraz daha iyi bir yer hâline getirmek için yapıyoruz. Bu çekirdek ekibin yanı sıra, projenin gerçekleşmesini sağlayan çok sayıda insan da var.

Şimdi eşcinsel koyunlardan oluşan bir çiftlik var. Koyunları nasıl topluyorsunuz? Daha doğrusu şöyle söyleyeyim… Koyunların önce eşcinsel olduklarını anlamanız ve sonra onlara ulaşmanız gerek. Bu süreç nasıl ilerliyor?
Geleneksel çiftliklerde eşcinsel koyunlar maddi zarar demektir. Üretim çiftlikleri bu koçları damızlık olarak kullanamaz ya da satamaz, bu yüzden direkt kasaba gönderirler. Biz damızlık üreticileriyle iletişime geçtiğimizde tek rakibimiz kasaplar oldu. Yani direkt olarak damızlık koç üreticileriyle bağlantıya geçiyoruz. Bu sektör erkek koyunların eşcinsel olma ihtimalini en iyi bilenlerden oluşuyor. Belirtiler de oldukça açık: Bu erkek koyunlar erkeklere atlamaya çalışıyorlar, dişilereyse ilgi göstermiyorlar. Damızlık olarak satılmadan önce çiftçiler zaten bu davranışları kontrol ediyor. Bu eğilim çiftlikte de devam ediyor. Yani eşcinsel koyunlara ulaşmak hiç sorun olmadı, sadece sormamız ve fiyat üzerinde anlaşmamız yeterli oldu. Şimdi ise projemiz daha fazla tanındığı için işimiz daha kolay hatta sürdürülebilir olarak barındırabileceğimizden fazla koyun sırada bekliyor. Bu yüzden sponsorluklar bizim için çok önemli. İnsanlar bir koyun sahiplenip bağış yaptıkça, daha fazla koyun kurtarıp bakımını üstlenebiliyoruz.

Çalıştığınız koyunlar çoğunlukla Almanya’dan mı geliyor, yoksa başka ülkelerden de alım yapıyor musunuz?
Almanya’nın dört bir yanındaki farklı damızlıklardan çeşitli ırkları sürümüze kattık. Ancak gelecekte başka ülkelerden de alım yapmak istiyoruz. Şu an için dış ülkelerden koyun ithalatı maliyetli olduğu için bunu henüz gerçekleştiremedik.

Bu projenin LGBTQ+ topluluğu üzerindeki etkisi nasıl? Projenin reelde de bir karşılığı var mı ve bunlar gözlemlenebilir karşılıklar mı?
Bu kesinlikle bir farkındalık projesi. Ama bir adım daha ileri gidiyoruz. Kârımız doğrudan LGBTQ+ yardım programlarına aktarılıyor. Eşcinsel koyunları kurtarma hikâyemiz dünya çapında yankı buldu, 33 ülkeye ulaştı. Hatta eşcinselliğin yasak olduğu Rusya, Ukrayna, Uganda, Suudi Arabistan ve Nijerya gibi yerlere bile. Görünüşe göre Türkiye’ye de ulaşmış. Henüz yolun başındayız – önümüzdeki beş yıl boyunca birçok markayla işbirliği ve onur koleksiyonları planlandı bile.

Bu koyunların yününden çeşitli ürünler üretiyorsunuz. Hangi ürünleri sunuyorsunuz ve dışarıdan biri Rainbow Wool’a nasıl destek olabilir?
Şapka, bağcık, arma, tişört, sırt çantası ve bere gibi ürünlerimiz var, bazıları ilk üretim partisi sınırlı olduğu için şimdilik tükendi. Ama merak etmeyin, yenileri yolda. Ancak özellikle iki ürünü alarak destek olunabilir: Moda endüstrisinin koleksiyonlarında kullanabileceği endüstriyel hazır iplik ve sponsorluklar. Bir koyunun resmi sponsoru olup daha fazla koç alımını destekleyebilirsiniz. Moda markaları ya da tasarımcılar ipliğimizi kullanabilir, projelerinde destek verebilirler. Ve tabii herkes için geçerli bir şey: paylaşmak önemlidir. Koyunlarımıza yapılacak her destek paylaşımı mesajımızın daha fazla insana ulaşmasını sağlıyor.

Konu yün olunca, hayvanlar olunca ve bir de satış varsa ortada… Burada etik üretimden söz etmemiz gerekli. Siz bunun neresindesiniz?
Etik üretim bizim için çok önemli. Tüm yün işleyicilerimiz Avrupa’daki en sıkı standartlara uygun çalışıyor. Ama daha da önemlisi, koyunların refahı doğrudan Michael Stücke tarafından sağlanıyor. Onun çiftlik hayatına yaklaşımı hayvanların mutluluğunu önceliyor. Çiftlik herkese açık hatta ayda bir çiftlik turu düzenliyoruz ve herkesi gay koyunlarla tanıştırıyoruz. Bu turlara rainbow-wool.de adresinden kayıt olabilirsiniz.

Queer topluluklar yakın gelecekte belki de daha güçlü bir dayanışma ağına ihtiyaç duyacak. Türkiye’deki LGBTQ+ topluluğuna mesajınız var mı?
Bizi tüm nefretten daha güçlü kılan tek şey birliğimiz. Tıpkı bir koyun sürüsü gibi topluluk da zor zamanlarda birlikte durmalı ve birbirine destek olmalı. Queer olmaktan gurur duymak korkutucu olabilir ama bu gezegendeki en doğal şeydir. Bilim insanları 1500’den fazla türde aynı cinsiyetten ilişkileri gözlemledi yani doğaya aykırı olan queerler değil, onlarla sorunu olanlar. Sizinle gurur duyuyoruz ve inanıyoruz ki topluluk ne kadar görünür olursa, o kadar fazla destekçiyi kendine çeker. Çünkü hiçbir nefret, hiçbir yasa, aşk kadar güçlü olamaz.